MALUM SENDİKANIN YALAN VE İFTİRALARLA DOLU BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİNE CEVABIMIZ

Doğrudan sendikamızı hedef alan ve bizleri “Sarı sendikacılığın tipik örneği” diye nitelendiren Tez Koop-İş Sendikası Yöneticilerine bir çift sözümüz olacak ama bu kifayetsiz muhterisler bu cevaplardan bir ders çıkarabilecek düşünce yapısına sahipler mi? Bu konuda ciddi endişelerimiz var. Bu endişelerimizin temel nedeni Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi gibi önemli bir açıklamanın içeriğinin yalanlarla, yanlışlarla ve hakaretlerle dolu olması. Yazımızda bu konulara geniş bir yer ayırdık. Yalanlarını tek tek yüzlerine vuracağız. Çamur at izi kalsın politikalarına geçmişte olduğu gibi bugün de izin vermeyeceğiz.

Öncelikle ağızlarına bu kadar “sarı sendika” tabirini dolamalarının bir sebebi var. Çünkü bu sendikanın yöneticileri “sarı sendika” tabirine hiç yabancı olmadıkları gibi sarı sendikacılığın vücut bulmuş halidirler. Bunu anlamak için Google arama motoruna “sarı sendika” ve “tez koop-iş” yazmak yeterli. Sosyal medya platformları veya Google da yapılacak 10 dakikalık bir sorgulama ile bu sendikacıların ne kadar işbirlikçi ve sarı sendikacı olduğu çok net anlaşılacaktır.

Aramada karşılaştığımız ilk başlık “Şirketleşen Sendikacılık” başlığı ile yazılan bir yazı oldu. 1999’da Tez Koop İş Sendikasında Eğitim Uzmanı olarak göreve başlayan ve 20 yıla yakın bir süre bu görevi yapan Volkan Yaraşır adlı çalışanları pek çok sitede yayınlanan bir yazı kaleme almış. 20 yıl bu sendikanın eğitim uzmanı olarak çalışan bu kişinin yazdıklarına ulaşmak çok kolay. Yazdıkları ile  “sarı sendikacılık” nedir? Ve sarı sendikacılar kimlerdir? Sorularına tereddütte yer vermeyecek şekilde cevap vermiştir. Bu yazının tamamına ulaşmak için Google arama motoruna “sarı sendika” ve “tez koop-iş” yazmak yeterli. Volkan Yaraşırın bu yazısından küçük bir alıntı;

• “Osman Gürsu’nun erken kaybı, hiç şansı olmamasına rağmen Haydar Özdemiroğlu’nun genel başkanlığının önünü açtı ve sendikadaki dengeler değişti. Osman Gürsu yaşasaydı belki de sendika yöneticiliğinde son dönemi olacak Haydar Özdemiroğlu, bir geçiş dönemi sonrası hızla sendikanın aksının kaymasına neden oldu. Özellikle işçi inisiyatifini ortaya koyacak işyeri komitelerinin kurulamaması Özdemiroğlu’na rahat hareket etme olanağı sağladı. Sınıf bilincinin yokluğu, bir sınıfsal perspektifinin olmaması, sendikacılık konumunu şirket yöneticiliğiyle karıştırmasına yol açtı.”
• “Tez Koop İş tarihinde görülmemiş bu adımlarla sendika hızla bir İK’ya- İnsan Kaynaklarına dönüştü. Ve bu toplantılar hiç utanılmadan sendikanın internet sitesinde, dergilerinde bir övünç kaynağı olarak yayınlandı. Bu sendikacılık pratikleri, ‘uzlaşma’ ve ‘diyalog’ adı altında meşrulaştırılmaya çalışıldı. İşveren bu ikna toplantılarıyla toplu sözleşme sürecini ördü. Verimlilik ve kaliteyi nasıl artıracağını belirledi. Sendikaya yol ve yöntem öğretti.”

Tez Koop-İş Sendikasının MİGROS, CARREFOUR ve MEDİAMARKT sözleşme süreçlerinde ve sonrasında yaşananlar hakkında web sitelerinde daha onlarca yazı, video ve görsel bulabilmek çok kolay. Sarı sendikacılığın tarihini yazdılar. Ancak, haberleri yok. İşçiler çektikleri videolar ile sosyal medya da sesini duyurmaya çalışıp, Tez Koop-İş in nasıl bir sarı sendika olduğunu kamuoyuna haykırırken bu sendikacılar duymuyorlar, görmüyorlar, konuşmuyorlar. 

Bildirgelerinde sendikamızın TOLEYİS Sendikası ile kardeş sendika olduğumuzu ifade etmemize oldukça içerlemişler. Bu içerlemeleri onlar için haksız da sayılmaz. Bunu en iyi anlatacak örnek METRO GROSSMARKET örgütlenme sürecinde her zaman dirsek temasında oldukları kardeş sendikaları DİSK’e bağlı Sosyal-İş ile birbirlerine karşı yaptıkları güzellemelerdir. Bu güzellemeleri neden mi yaptılar? Birkaç cümleyle anlatalım. Sosyal-İş sendikası toplu sözleşme yapabilmek için gerekli %1 işkolu barajını geçemediği için Tez Koop-İş ile kapalı kapılar ardında anlaştı. Ama yazdıkları senaryoda bir şeyi unuttular. Unuttukları METRO işçisiydi.

Tez Koop-İş 18.02.2021 tarihinde web sitesinden “Sosyal-İş Sendikası'nın hukuken haklı olduğu düşünceleriyle Metro işyerinde yürüttüğümüz sendikal örgütlenmeden çekiliyor, hukukun yanında olduğumuzu duyuruyoruz.” Açıklaması yaptı. Ardından 18.02.2021  tarihinde Sosyal İş Sendikası “Haklı sendikal mücadelemizde verdiği destek ve dayanışma mesajları için Tez-Koop-İş Sendikasına teşekkür ederiz.” Dedi. Tez Koop İş Sendikasının kardeşlik anlayışı ile Koop-İş Sendikasının kardeşlik anlayışı aynı değildir. Olmayacaktır. Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ bizim önceliğimiz, vazgeçilmezimizdir. Ayrıca, TOLEYİS sendikasının üyelerini Konfederasyon dışındaki yetkisiz sendikalara (Tek-İş Sendikası) üye olmaları için yönlendireceğini açıkça ifade edip bunda bir beis görmeyecekler. Sonrasında da TÜRK-İŞ’in amaç ve ilkelerinden bahsedecekler. Bunlar açık bir tüzük ihlali olmasının yanında TÜRK-İŞ değerlerinin de açıkça hiçe sayılmasıdır. Konfederasyonumuz amaçlarına ve temel ilklerine aykırı davranışlarda bulunduğumuzu iddia etmek Tez Koop-İş sendikasının haddi değildir. Haddini bilmeyenlere had bildirmekten de hiç çekinmedik.

Genel Başkanımızı TÜRK-İŞ Yönetiminde olması sebebiyle üstlendiği temsil yetkisini doğruluk ve bağlılığa uygun olmayacak şekilde çıkarları uğruna kullanmakla suçlayıp bu suçlamaya temel olarak da Sendikamızın Mesleki Yeterlilik Kurumu Yönetiminde olduğu sürede işçileri sendikalarından istifa ettirerek kendi sendikamıza üye yaptığımızı göstermişler. Bu noktada söyleyeceklerimizi dikkatli ve özenli seçmeye çalışacağız. Tez Koop-İş Sendikası yöneticileri hem yalan söylüyor hem de çok cahiller. Sendikamız Mesleki Yeterlilik Kurumu Yönetiminde hiç olmadı. Hatta Konfederasyonumuz da Yönetim Kurulunda yer almıyor. MESLEKİ YETERLİLİK KURUMUNDA İşçi Sendikaları Konfederasyonu Temsilcisi olarak HAK-İŞ yer alıyor. Bu hep böyleydi. Anladınız mı? Sendikanızın en önemli organı olan Başkanlar Kurulunun Sonuç Bildirgesinde yer verdiğiniz bu konu hakkındaki iddialarınızı ispatlamak zorundasınız. AKSİ HALDE MÜFTERİSİNİZ. Bu yaptığınız TÜRK-İŞ Konfederasyonumuzu ve üyelerini zan altında bırakmaktır. Konfederasyonumuzun bu konu hakkında bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Tez Koop-İş Sendikası bu yalanının hesabını TÜRK-İŞ disiplin kurulunda vermelidir.

Tam bu noktada Tez Koop-İş Sendikası Yöneticilerine soruyoruz. TÜRK-İŞ çalışanları Tez Koop-İş Sendikasına üye değil mi?  Genel Başkanımız üstlendiği temsil yetkisini kullanmak isteseydi önce TÜRK-İŞ çalışanlarını istifaya zorlamaz mıydı? Bugüne kadar böyle bir işe tevessül etti mi? Cevabı biz verelim. Hayır. Tam tersi bir durum olsaydı siz hiç düşünmeden bunu yapardınız. Aramızdaki fark ta işte tam bu.

Sonuç bildirgesinde bazı işyerlerinin adını yazarak örgütlü olduğu işyerlerine girdiğimizi ancak bunlardan ikisinin (MYK ve Ordu Üniversitesi) geri döndüğünü yazmışlar. Demek ki neymiş? İşçiler Sendikamızdan ayrılıp malum sendikaya üye olabiliyormuş. Sadece son dönemde Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Hakkâri Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, Iğdır Üniversitesi, Batman Üniversitesi, Adana Alparslan Türkeş Üniversitelerinde örgütlendiler. Bu işyerlerinde çalışanlar Koop-İş Sendikasına üyeydi. Sendikamız, çalışanların demokratik haklarını kullanarak üye olacakları sendikayı seçme özgürlüğüne sonuna kadar saygılıdır. Peki, Tez Koop-İş Sendikasından ayrılan üyeler neden sorun oluyor? Aslında bu feryatlarının sebebini çok iyi biliyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığında çalışan işçilerin Anayasal hakkını kullanarak sendikamıza hızla üye olması. Size göre sendika seçmek anayasal hak ama sadece Tez Koop’u seçerseniz öyle mi? Yanıldığınızı çok yakında göreceksiniz.

Aynı yazıda sendikamızın promosyon dağıtarak ve yalan vaatlerle işçileri sendika değiştirmeye zorladığını yazmışlar. O çakma ve sağlıksız kulaklıkları işyerlerimizde dağıtırken yaptıkları neydi? Sürekli yaramazlık yapıp sonra bu yaramazlıkları belli olmasın diye anne babasının yanında ağlayan çocuk gibiler. Tez Koop-İş Sendikası yıllardır üyemiz işyerlerinde örgütlenme faaliyetlilerini aleni şekilde yapmakta en büyük işyerimizden en küçüğüne kadar denemediği işyeri bulunmamaktadır. Hırslarının sebebi bu işyerlerinin büyük çoğunluğunda başarısız olmalarıdır. Bu örgütlenme faaliyetlerini yaparken en üst düzeyde(Genel Örgütlenme Sekreteri – Çağdaş DUYAR uzun yıllardır örgütlü işyerlerimizi ziyaret etmekte, yemekler ve toplantılar düzenlemekte, üyelerimizle sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları üzerinden iletişim kurmaktadır.) işyerlerimize girmekten de hiç çekinmemiş, promosyon adı altında her türlü yöntemi de kullanmışlardır. Bizim hangi genel merkez yöneticimizi işyerlerinde örgütlenme faaliyeti yaparken gördüler?

Promosyon konusunu açtıkları için bizim de Tez Koop-İş Sendikasına bir sorumuz olacak. İşyerlerine farklı farklı promosyon dağıttığınızı biliyoruz. Üyeleriniz arasında ayrımcılık yapıyorsunuz. Sosyal medya, üyeleriniz arasında yaptığınız bu ayrımcılığı konuşuyor. Buna ne diyeceksiniz?

Özel sektörde imzaladığımız toplu iş sözleşmelerinden bahsetme cüretini gösterdiğine göre Tez Koop-İş’e biraz ders vermek gerektiği de ortada. Derslerine yine çalışmamışlar. Koop-İş Sendikası Dünyanın herhangi bir köşesine gitseniz bile çok iyi bilinen şirketlerle toplu sözleşmeleri imzalamaktadır. H&M, IKEA, NIKE, PUMA, ADIDAS, LEVI’S bunlardan bazılarıdır. Bu toplu iş sözleşmeleri ile haftalık 40 saat çalışma ve yine iki gün hafta tatili standart haline gelmiştir. İmzaladığımız toplu iş sözleşmelerinde yer alan mali ve sosyal haklar sektörde çalışan işçilerde sevinçle karşılanmış ve AVM’lerde zor koşullar altında çalışan işçiler için umut kaynağı olmuştur. Aksi olsaydı bu kadar kısa bir sürede bu kadar toplu iş sözleşmesi imzalamak mümkün olur muydu?

TEZ KOOP Uzmanlarının bizim imzaladığımız toplu iş sözleşmelerini örgütlenme faaliyeti yürüttükleri işyerlerine gösterip ve hatta bu sözleşmeleri biz imzaladık diye yalan söyleyip örgütlenme yaptıklarından haberimizin olmadığını mı düşünüyorlar? Madem çok başarılısınız MİGROS sözleşmesini örgütlenmede kullansanıza.

MİGROS toplu iş sözleşmesinin başarısı ile övünüyorlar. Peki bundan MİGROS işçisinin haberi var mı? MİGROS işçisi gerçekten böyle mi düşünüyor? Gıda Perakendeciliğinde ortalama kıdem yılı 3 yılken toplu sözleşmeden tam yararlanmak için 5 yıllık kıdem şartı getirmediniz mi? 3 yıl kıdemi olan bir Migros işçisinin sözleşmeden %50 oranında yararlandığını neden saklıyorsunuz? Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesine “kıdeme bağlı ikramiye veriyoruz” diye üstü kapalı geçtiğiniz ifadeyi anlayamayacak mıyız sandınız? Sadece ikramiye değil sözleşmenizdeki tüm mali ve sosyal haklardan 3 aya kadar kıdemi olan işçinin hiç, iki yıla kadar kıdemi olan işçinin %40 oranında yararlandığını neden yazmıyorsunuz? METRO işçisi ikinci yılında %75, üçüncü yılında %100 yararlanıyor. Bunu biliyorsunuz ama yine yalan yine algı. METRO GROSSMARKET sözleşmesini eleştirirken aslında bunu neden yaptığınızı da söylerseniz daha anlaşılır olur. Kardeş sendikanız Sosyal-İş ile yaptığınız anlaşma ile örgütlenmeye çalıştığınız ve bunun için çok çaba sarf ettiğiniz METRO örgütlenmenizi başaramadığınız için eleştiriyorsunuz. METRO toplu iş sözleşmesi iki dönemdir sendikamızca imzalanmaktadır. Bu sözleşmelerde yıllardır ihmal edilen pek çok konuda düzenlemeler yapılmıştır. Başta ikramiye,  primler ve mali haklar olmak üzere ciddi güncellemeler yapılmış kıdem zammı ve sosyal yardım gibi yeni birçok düzenleme toplu iş sözleşmesinde yer almıştır. Sendikal itibardan bahsediyorsunuz. Bırakınız yerlerde olmayı çukurun dibindesiniz haberiniz yok.

Tez Koop-İş Sendikası yıllardır örgütlü olduğu Gençlik ve Spor Bakanlığında çalışan işçilerin beş işgünü esasına bağlı çalıştığını yazmış. Evet. GSB işçileri haftalık beş günü çalışıyor bu söyledikleri doğru. Ancak eski toplu iş sözleşmesinde cumartesi günü akdi pazar günü ise hafta tatiliydi. İmzaladıkları sözleşme ile cumartesi çalışmayı istisnai olarak düzenleyen kısımları çıkartıp işçinin tercihin ortadan kaldırdılar. Bu ortadan kalkınca doğal olarak Pazar hafta tatili de ortadan kalktı. İşçi eskiden bugünlerde çalıştığında ilave ücret alıyordu. Artık tüm çalışanlar eğer yaptıkları işin niteliği gerektiriyorsa cumartesi çalışmak zorunda kaldı. Artık ilave ücret yok. İşçilerin bu kazanımını bir çırpıda ortadan kaldırdılar. Ama bu konuda konuşacak bir şeyleri yok. Akdi tatil Cumartesi günü hakkını neden verdiniz? Biz söyleyelim “Sarı Sendikacılık”.

Tez Koop-İş değerlerine ulaşmak, gelişimini, çalışmalarını anlayabilmek, taklit etmek için iki eski elamanlarını istihdam ettiğimizi ima eden açıklamalarını ise gülerek karşılıyoruz. Öyle biz emek hareketiyiz deyip sendikanızdan ayrılan işçilerin başka bir işyerinde çalışmasına neden bu kadar içerlediniz. Emekçiler istediği işyerinde çalışma özgürlüğüne sahiptir. Sizde çalıştı diye bir işçiyi biz çalıştıramayacak mıyız?  Madem bu konuda bu kadar hassasınız daha 2024 yılında Koop-İş Sendikasından ayrılan bir çalışanımızı örgütlenme uzmanı olarak, geçmişte yine bir şube başkanımızı Tez Koop İş te neden çalıştırdınız? Eğer Tez Koop-İş sendikası sendikamızın değerlerine ulaşmak için bu istihdamları yaptıysa sendikamız açısından hiçbir sorun yok.

Sonuç olarak sendikamız, Tez Koop-İş sendikasının yalan ve iftiralarla dolu başkanlar kurulu sonuç bildirgesi ile ilgili olarak da Türk-İş Disiplin Kurulunu sevk edilmesi için gerekli girişimlerde bulunmuştur. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır.

Kamuoyuna duyurulur.